Bir yolculuğa çıkmadan önce kendine “Hazır mıyım?” diye sormak… Belki de bu sorunun kendisi, yolculuğun en önemli adımlarından biri. İnsan kendi içine dönmeye karar verdiğinde, bu yalnızca bir keşif süreci değil, aynı zamanda karanlık dehlizlerde de yürümeyi gerektiren bir cesaret meselesidir.
Kendi yolculuğuma çıkarken ben de aynı soruyu sordum.
Hazır mıydım?
2021 baharında, depresyonumun zirve yaptığı bir dönemde elimden tutan biri oldu. Kendi kuyumdan çıkmam için bana uzattığı eli geri çevirmediğim için bugün buradayım. O dost, şu an hayatımda olmasa da, benim için her zaman unutulmayacak bir yere sahip. Çünkü bazen tek başımıza baş edemeyeceğimiz zamanlar olur.
İşte o zamanlarda, uzanan elleri geri çevirip çevirmemek hayatımızın yönünü belirler.
Labirent Gibi Döngüler
İnsan bazen aynı olayları, aynı duyguları tekrar tekrar yaşamaktan yorulur. İlişki döngülerimiz, aile çatışmalarımız, kariyer çıkmazlarımız… Tüm bu yollar, farkında olmadan bizi aynı çıkış noktasına getirir. Aynı girdapta dönüp dururken, hep bir eksikliği, hep bir çözüm ararız. Fakat bu labirentin içinde yönümüzü bulmak, bazen tek başına mümkün değildir. O yüzden o el uzandığında, onu tutabilmek en büyük cesaretlerden biridir.
Zamanla anladım ki, bir süre sonra insan kendine de o eli uzatmayı öğreniyor. Ama bunu öğrenene kadar, hayatta bazen başkalarının uzattığı ellerden güç almak gerek. İçinden çıkamayacağımızı sandığımız karanlıklarda, bizi gören, anlayan, yönümüzü bulmamıza yardımcı olan insanlar olur. Ve işin güzelliği, bir gün o eli uzatan biz oluruz.
Sanatçının Yolu: İçsel Rehberlerden Biri
Sanatçının Yolu kitabı, tam da böyle bir anda hayatıma girdi. Geçen sene tanıştığım bu kitap, insanın kendi özüne dönmesi için güçlü bir araç. Ancak her kitap gibi, tek başına bir şey yapmaz. Hazır olduğunda, sayfaları seni çağırır. Eğer tek başına bu 12 haftalık yolculuğa çıkabileceksen, kesinlikle denemeye değer. Ama “Ben bunu sürdüremem, yönümü bulmam için bir topluluğa ihtiyacım var.” diyorsan, o zaman gel, birlikte yürüyelim. Sanatçının Yolu atölyesi bu hafta başladı.
Unutma:Uzanan elleri geri çevirmek, hayatla kavgaya devam etmek demektir. Oysa bir gün sen de bir başkasına elini uzatan olacaksın. Ama önce, kendine uzatılan eli tutmaktan korkma.
Sanatçının Yolu kitabı da tam olarak bunu öğretiyor: Kendin için bir el uzatmayı, o eli tutmayı ve zamanla kendi ellerini de başkalarına uzatmayı… Çünkü ne kadar bağımsız olmayı seçsek de, insan ancak insanla iyileşir. Başkalarının ışığında yolunu görür, onların kelimelerinde kendi hikâyesini fark eder ve bazen sadece birinin varlığıyla güç bulur.
Cesaretin İlk Adımı
Bir el uzandığında onu tutmak zor gelir. Çünkü onu tuttuğumuzda değişmek zorunda kalırız. Kendimizi yeniden tanımlamak, maskelerimizi çıkarmak ve gerçekten kim olduğumuzla yüzleşmek gerekir. Ama ne kadar zor olsa da, o adımı attığında her şey değişir. İlk önce biri sana yol gösterir, sonra sen kendi yolunu çizersin.
Peki, sen o eli tutmaya hazır mısın?
Hayatla kavga etmeyi bırakmak en büyük cesaret. Bir gün sen de başkasına elini uzatacaksın. O günü beklemeden, önce kendine izin ver.
Sevgiyle,
💙

Comments